İlk





Hep öyleydi; emeklemek nasıl bir başlangıçsa, yani hem bir şeyin devamı hem de yeni bir şeyin başlangıcı ise notalarda öyleydi. Ama her şey öyle değil miydi? Hem bir şeylerin başlangıcı, hem de  bir şeylerin devamı. Devinimin eşsizliği içine yerleşmiş sayısızca küme, her kümenin içinde bambaşka kümeler... Hepsi ayrı ama hepsi aynı köke bağlı başkalıklar. Tıpkı evladını kucaklar gibi: Sayısızca kucaklamadan bambaşka bir 'ilk'tir o. Sanki o 'an'dan başka bir 'an' da olmayacak, olmamış, olması mümkün görülmeyen gibi. Susamak, su içmek, acıkmak, açlığı doyurmak gibi. Doğum ve ölümün sadece bir ilk olması gibi.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder