Leblebi



Kaçkın zeka
Tuzlu leblebi

Görüntü anlatıcı
Ahmak sayfalar

Aklı uçmuş şiirler
Kalem sığmaz yığınlar

Temmuz soğuğu
Kış görünümünde kalp
Buz gibi bir el
Yaz görünümünde kahır çukuru

Geri zekalı dönencesi
Seyri devamlı bitimsiz kalıntı

Bakakalmış düşünceler
Her biri birbirinden koparılmış yıldız tanecikleri
Billur billur, zerre zerre yok olan
Her biri birbirinin üstünü

Düzensiz işleyen bir motorun sesi
Arızasının sesinde çığlığı
Duydukça yetersizleşen iyileşme
sahibi ölmüş

Bakınca kaçan kedi
Bakmayınca pisliğini gömen
Bakınca bakan köpek
Pisliğini öylece bırakan
Ahmak insan gözlemi

Yıkık duvarların hizasındaki viran
Yıkılmadan önce ardında boğulduğu
taşların
şimdi taş yığınlarının...

Kayıp giden zaman
bükülen kimi zaman
devinimi yitmeyen

Yaş alan insan
almadığını varsaysakta
her an yaşamından zaman giden
zaman demesek bile
biteviyesi bitmeyen

Öğütlerle beslenen çocuk
beyni büyüklerce gasp edilen kan
kuma batmış kafile
düşüncelerin birbirini biçtiği dengesizlikler topluluğu

Çürümüş elma
kurdu olmayan
ilacın etkisinde yok oluşu bile olmayan
sadece çürüdüğünü varsaydığımız

Küflenmiş ekmek, kokmuş lavabo deliği
mantarlar, artıklar, minik organizmalar alemi
ne kadar büyük, ne kadar uçsuz
ne kadar görünmez
duyulur, hissedilir

Yıldızlar alemi
Bulutlar, güneş, ay
Ne kadar uzakta, uzaklaştıkça büyüyen
genişleyen, korkunçlaşan
korkunçlaşan uçsuzluğuyla


ölü laf
kağıda düşer
yazı olur
kandırılır, kanar
ölü laf
şiir olur
sıra olur
sıra sıra, sayfa sayfa yazı olur
ölü laf
leş
atmacaların midesinde heceler yanar
atmacalar ölür
tüm leşçiler
ölü laf
insan
insan okur
ölü laf
okunur
ölü laf




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder